Gecenin en önemli ve en maceralı tarifi bu sanırım. Aslında bunun macerası bir gece önceden başlıyor. Uzun bir macera yani :). Bugün en yakın arkadaşım, kardeşim, Beyza'nın doğumgünü. Onun içinde özel birşeyler hazırlamak istedim ve sevgili "Gelincik Tarlası"ndan kurabiye buketini yapmaya karar verdim.
Tarifteki miktarlara çok dikkat etmeden doğrudan işe koyuldum. Saat 23:00 de. Nasıl olsa makine yoğuracak öyle çok vaktimi almaz diye düşünüyordum. Tüm malzemeleri bir araya getirip makineye döktüm. Tabii biraraya gelen malzemeler bir dağ oluşturdular. O zaman ben bu saatte napıyorum dedim kendi kendime orduya kurabiye yapıyormuşum sanırım :).
Haliyle okadar malzemeyi makine almadı bende o karıştırırken elimde tahta kaşık ittirmeye makineden taşmamasını sağlamaya çalıştım. Daha fena oldu, makinenin içi malzeme doldu. Bu sefer bu böyle olmaz dedim yarısını robota ayırdım. Bir yandan robot bir yandan ekmek makinesi yoğurmak için kendini parçalıyor. Tabii gecenin köründe inanılmaz bir ses trafiği mutfakta. Ama nafile...
İçerden bir ses "Lütfen biraz sessizzz... " saygıdeğer eşim saygıyla bunu istiyor. Bu sefer teknoloji bir işe yaramaz deyip kolları sıvadım. İki makineyi de susturdum ve içindekileri yoğurma kabına döktüm başladım elle yoğurmaya. Ben kim elle bu işi yapmak kim. Yoğur yoğur bir türlü birleşmiyor hamur. Saat olmuş 00:30. Delirmiş bir ben mutfakta okadar malzeme ortada. Atamam bu kadar malzemeyi dedim. Ama bu saatten sonrada birşey yapamam. Üzerini örttüm attım buzdolabına. Tüm dağınıklığı topladım, ve gittim yattım. Tüm gece rüyamda kurabiyelerim ve ben :)
Ertesin gün yani dün, çok sevgili grubum çikolatalı pasta grubuna imdat maili attım. Ve çok sevgili arkadaşlarımdan birer birer cevap geldi. Onlar sayesinde dün gece buzdolabında bekleyen hamurum resimlerini gördüğünüz kurabiyelere dönüştüler. Meğer sadece biraz süt eklemem yeterliymiş :). Buda bana ders olsun bir daha o kadar çok malzemeyle yola koyulmucam :) Az olsun öz olsun...
Gelelim tarife, malzemeleri birebir Gelincik Tarlasındakilerden yazacağım ama bence siz bunu yarıya indirin ve öyle yapın tabii çok fazla kişiye yapmıyorsanız.
Malzemeler
- 1 kg un
- 500 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
- 250 gr pudra şekeri
- 4 çay kaşığı ucuyla tarçın (Birer çay kaşığı ucuyla taze çekilmiş karanfil, zencefil, muskat ve tarçın orjinal tarifte, bende sadece tarçın olduğu için onu ekledim)
- 1 paket vanilya
- süt (işte benim kurtarıcım bu)
Yapılışı
- Tüm malzemeleri karıştırın.
- Hamur kulak memesı kıvamına gelene kadar çok az süt ekleyerek yoğurun.
- Yoğururken hamuru ben 4 parçaya ayırdım ve öyle yoğurdum. Ve tabiki bu yoğurmayı elle yaptım. Teknoloji beni bir kere hayal kırıklığına uğrattı ve bulaşıktan başka bir faydası olmadı. Parçalara ayırırsanız daha kolay oluyor yoğurması.
- Yoğurduktan sonra yarım saat kadar buzdolabında dinlendirin. Ben bir gece önceden yeteri kadar dinlendirdiğim için yoğurur yoğurmaz açıp kesip pişirdim. Zaten yeteri kadar dinlenmişti biraz yorulsun okadar hakediyorlar.
- Dinlenen hamuru kalınca açıp, çeşitli kalıplarla kesin ve yağlı kağıt konulmuş tepsiye dizin. 180 derece fırında pişirin.
- Gelincikten dip not "Bu aşamada metal kalıpları kullanırken, keseceğiniz kenarı una batırırsanız, kalıbın hamuru kolayca bırakmasını sağlamış olursunuz."
- Bu aşamadan sonra royal icing ile süslemek gerekiyor. Ama ben bu kurabiye macerasında okadar yoruldumki o aşamaya gelemedim. Daha önce hazırladığım karamel sos, hazır çikolata sos ve pudra şekeri ile süslemeyi yapıp süslü kutuya koydum.
Karameldeki ebrulu desen eşimin marifeti çok sevdi bu işi :) Bu arada Beyza ile ikisi bir yandan sürüp bana yardımcı olmaları gerekirken her sürdüklerini hop mideye indirdiler :) E nede olsa bu Beyzamin kurabiyeleri istediği kadar yiyebilir. Afiyet olsun canlarım :)
Biraz uzun bir tarif oldu ama sonucuna değdi :) Herşeye rağmen benim beceriksizliğim Burcu'nun bu güzel tarifini yapmaktan sizi alıkoymasın. Teşekkürler Burcu...