26 Şubat 2011 Cumartesi
24 Şubat 2011 Perşembe
Paşamın 3.Yaş Palyaço Pastası
Bilenler bilirler ben bir palyaço delisiyim.. Ondan olsa gerek 3.yaşında da paşama yine palyaço temalı bir pasta hazırladım.. 1.yaşındaki ilk palyaço deneyiminden sonra bu figürlerle oynamak onları farklı şekillere sokmak çok hoşuma gitti.. 2.yaşında figürü başlı başına pastaya uyarlayıp oturan kocaammaann bir palyaço yapınca, insan bu sene amuda kalkmış bir palyaço beklediler benden :)) Haklıydılar aslında.. Ama ben bu sene pastamı kestirmeye kıyamadım ve bir ilk yaparak pastayı maket olarak hazırladım..
Evet yanlış okumadınız. Bu sene pastamız maket. Yani hiç kesilmeden yıllarca saklanabilir :) Böylesi daha iyi aslında.. Sanırım bundan sonra her doğumgününde maket çalışacağım oğluma.. Böylece büyüdüğünde bak yavrum bunlar senin doğumgünü pastaların diye ona bir nostalji geçiti düzenleyebilirim :))
Bu sefer palyaçolarım mini arabasında ve topun üzerinde.. Daha aklımda farklı akrobasi halinde dolanan palyaçolarda var.. Dur bakalım onları ne zaman yapacağım :)) Gelsin palyaçollaarr gitsinnn palyaçolarrr...
21 Şubat 2011 Pazartesi
Alperen'in Ice Age (Buz Devri) Pasta ve Kurabiyeleri
Nasıl da macera dolu bir hafta sonuydu...
Cumartesi macerası bir sonraki pastada ama Pazar gününkini mutlaka biran evvel anlatmalıyım.. O yüzden en son pastadan öne doğru ilerlemekte fayda var.
Efenim sevgili İlknur ile aylar öncesinden Facebook'tan mesajlaşmaya başladık.. Alperen 'in yaklaşan doğumgünü için ne yapabiliriz diye. Başta birkaç farklı alternatif düşündük ama içimize sinmedi.. Sonra İlknur'un aslında ilk aklına gelmesi gerekenin en son aklına gelmesinden, Alperen'in Ice Age delisi olması, yola çıkarak Ice Age temalı bir pastada karar verdik.. İçerik konusunda gelgitler yaşasakta onuda kolaylıkla çözdük. Ee pasta tamam birde kurabiyemi yapsak dedik... Onuda hallettik..
Veee beklemeye koyulduk.. Günler günleri kovaladı doğumgünü yaklaşmaya başladı.. Yeniden mesajlaşmalara başladık çok sade olmasın aman farklı olsun aman ne olacak deeerkken.. İlknur azıcık sanatçıya güven yahuu nidaları yükselmeye başladı benden.. Sonuçta kafamdaki tasarıma göre perşembe günü kek pişti, cuma günü kremayla buluştu.. ve modeller şekillenmeye başladı..
Cuma gecesi hiç uyumadan akabinde cumartesi gecesi uykusuz bir şekilde pasta kaplandı modeller yerine yerleşti.. Kurabiyelerin önce süsleri sonra kendileri hazırlandı.. Gecenin bir yarısında tüm apartmanı kaplayan kurabiye kokusu ve son rötüşlar. E buraya kadar herşey normal.. Yasemin klasiği uykusuz geçen 48 saat.. Pazar sabahı 9 deniz otobüsüyle Bostancı'ya geçilmesi lazım..
Saat sabah 6:30 suları masada kalan son 2 kurabiye süslenmek üzere bekliyor.. Önce fotoğraflanacak sonra paketlenecek e oda olsa olsa 30 dakikalık iş.. Kapanan gözlere yenilen vücud atölyedeki divana kendini atar.. bişey değil 1 saatçik uyuyacağım.. gözler kapanır tüm rüyalarda Ice Age kahramanları ve kurabiyeler.. ve uyanıldığında saat 8:30 :)) Haliyle 9 denizotobüsü sizlere ömür.. Neyseki İlknur'um anlayışlı tamam der 10:00 dakiyle gel..
Saat 9:30 itibariyle atölyeden eve geçilir, uyanan oğlanın üst başı toplanır babaanneye bırakılır.. koşar adam denizotobüsüne gidilir.. nihayetinde saat 10:00 kocaman bir kutu ve birde kurabiye kutusuyla bölükbaş ailesi deniz otobüsündedir.. ve yasemin daha deniz otobüsü hareket etmeden gözlerini kapatır..
Gayet rahat bir şekilde iskelede elimizde kutularla beklerken bir araç yanaşır. İçinden bir beyefendi iner buyrun der.. Bagajı açar.. Karşılıklı bir konuşma olmaz. Sadece aman bagaja düzgün koyalım. Aman fazla sallanmasınlar.. Lütfen kasislere dikkat edelim uyarıları en son da afiyet olsun denir ve uğurlanır..
Dönüş denizotobüsüne 20 dakika daha olunca hadi birer bardak çay içelim bir midemize lokma girsin denir. Çay bahçesine geçilir. Telefon çalar..
İ: " Yasemin benimkiler geliyorlar canım almaya.. "
Y: " Aaa ben teslim ettim bile hayatım sorun yok.."
İ: " Allah allah.. e ii o zaman sorun yok.."
Y: " Valla şekerim ben pastayı verdim artık benden günah gitti.. hahahahahah" espriler havada uçuşur.. ve telefon kapanır.
Gayet sakin güle oynaya kahvaltı edilmeye devam edilir.. Yeniden telefon çalar.. Pastayı alması gereken kuzenler telefondadır.
K: "Yasemin hanım görünür bir yere çıkarmısınız, park yeri aramayalım.."
Y: "Nasıl yaaaa.... ben pastayı az önce teslim ettiim..."
K: "Nasıl yaaaaa.... kime teslim ettiniz.. ben daha şimdi geliyorum almaya..."
Y: "Hadi canım şaka heralde... dalga geçmeyin benimle..."
K: "Yok vallahi siz bana şaka yapıyorsunuz heralde... ben 5 dakikaya ordayım..."
Y: "Yoook artıııııkkkk!!!!!!!!!! Nasıl yaaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!!!!!!!!"
Koşarak iskeleye çıkılır sağa sola bakılır.. Benim pastam nerdeee niye feryat edilmek üzeredirki.. Renkli gözlü sanırım o anda bana melek gibi görünen bir kız görünür..
"Şey sanırım siz benim arkadaşıma yanlış bir paket vermişsiniz.. Aslında onun beni ve bu bagajı alması gerekiyordu.. Biz hayvan barınağına gidecektik Şile'ye.. Bunlarda onlar için yemekti.. Şimdi pasta yiyecekler..."
Bu meleğe karşı kocaman bir gülümsemeyle;
"Size sarılabilirmiyim... Allahhımmmm hızırmısınız??" nidalarıyla pastayı alan adam yeniden iskelede belirir.. Aynı anda kuzenler gelir.. Pasta doğru arabaya konulur. Kuzenler olduğuna emin olunur.. Kocaman bir "oooohhhhh!!!" çekilir... Sonra yeniden " vah benim hallimmeee" şarkısı eşliğinde deniz otobüsüne binilir.. bu saniyeden sonra yaşananlar uyur uyanık halde geçtiği için tam olarak bilinç yerinde değildir.. Ama yüzden kocaman bir gülümseme, ortada şaka bir gibi bir pasta teslimi ve nihayetinde yatağa kavuşmanın iç huzuru ile uykuya dalınır...
İşte böyle... Çıkarılacak ders; bir daha 48 saat uykusuz kalacaksan sakın teslimatı kendin yapma.. Bırak senden alsınlar :p Ve çok daha önemlisi asla ama asla doğru insan olduğundan emin olmadan pastayı teslim etme :)))) Hayır bre adam pastayı alırken demezmisin yahu köpeklere pasta mı ikram edeceksiniz diye... hey Allahım ben şaşkın karşımda ki benden şaşkın..
Sevgili Alperen'cim olurda büyüdüğünde bu satırları okursan, benim için ne kadar önemli bir anıda yer aldığını bil.. Sayende ilerde kitabıma yazacağım bir anım oldu :) Ana kahramanıda senin güzel pastan.. Nice yaşların nice güzelliklerin olsun!
İlknur'cum bu telaş için bir kere daha özür diler ama sonuçta sizin yüzünüzü güldürdüğüm için memnuniyet duyarım.. Dilerim kuzunla beraber daha nice güzel anlarınıza tanıklık eder, daha az gergin maceralarda beraber oluruz..
ve İlknur'un kaleminden olsun son satırlar ki mutlu son olduğunu anlayasanız :)
"yasemincim çok teşekkür ederiz ellerine sağlık kurabiyeler ve pastamız mükemmeldi tadınada bayıldık , çok hafifdi... Alperen her gelene ıh ıh ıh deyip durdu direk pastasını gösterdi herkese:))) "
Pastanın keki kakaolu, kreması çikolatalı, içinde tazecik kavrulmuş antep fıstıkları var.. Elbette boool miktarda :)
19 Şubat 2011 Cumartesi
14 Şubat 2011 Pazartesi
Louis Vuitton Makyaj Çantası Pastası
Ah biz hanımların çanta ve ayakkabı merakı.. Hayır ama gerçekten siyah çantam yok. Bak biri günlük, biri gezmelik.. eee peki işe giderken ne kullanıcam.. Olmazz... Bak bunun rengi beyaz değil bir kere ekru.. benim beyaz çantaya ihtiyacım var.. Ufff ne de güzel modeller çıkarmışlar bundan kesin almalıyım. İndirimi beklesem.. Ya da dur taksit yaptırırım canım aaa...
Ve daha bir sürü.. Bıraksalar kendi çantacı dükkanımızı açacak, ayakkabıcılara taş çıkaracak kadar kalabalık bir koleksiyon yaparız. Ama buna ne evdeki dolaplar tahammül edebiliyor ne de evdeki eşler :)) Artık bizde napalım hayallerimizi pasta yaptırıp yiyelim.. Böylece yer kaplayacağı tek bölge midemiz olsun :))
Ekrem Bey'in biricik aşkı Hilal Hanım da çanta düşkünlerinden.. E ne de olsa O da bir kadın :) Ekrem Bey benim önceki LV çantamdan yola çıkarak böle ayakkabısıyla rujuyla süslü bir pasta istedi benden. E hiçbir kadın bir başkasıyla pişti olmak istemez dedim, Hilal Hanıma farklı bir tasarım yaptım bende..
Standard çantanın aksine bu sefer LV nin makyaj çantasından yola çıktım. Kenara inciler dizdim, elbetteki kırmızı ruju ve şık aynasınıda atlamadım.. Eee pırıl pırıl parlayan birde terlik koydum mu.. İşte tamamen Hilal Hanım için tasarlanmış özel üretim LV Makyaj Çantası karşısında.. Nice yaşlarınız olsun Hilal Hanım! Nice güzellikleriniz! ve elbette nice çantalarınız ;)
Pastanın için "Çikolatakolik"... Benim en favori pastam. Çikolatalı kek ve çikolatalı krema, herhangi başka bir malzemeye ihtiyacı yok... Tam da temasına uygun..
13 Şubat 2011 Pazar
Kuğuların Aşkı Pastası
Kuğuların aşkı versiyon 2011 :) İlk kuğularla tanıştırdığımda sizi sene 2009 şubattı. O günden bugüne kuğulardan biraz uzak kaldım.. Ama bu sene sevgililer gününde yine kendimi onların büyüsü altında buldum..
Arkadaşım Kadir'in aşkı için hem doğumgünü hem de sevgililer gününe özel bir pasta istemesi ve tüm tasarımı bana bırakması, haliyle benim için aşkı en güzel anlatanın kuğular olması.. Sonuçta beni iki sene sonra bir sevgililer gününde daha aşkın ne kadar güzel olduğunu hatırlatması..
Bu sefer kuğularıma kurdele güller eşlik etti. Sanki ipek kumaştan hazırlanmış gibi kıvrılan güller bu nadide pastaya daha fazla yakışamazdı bence. Ahh o güzel fotoğraf makinem olsaydıda size bu renklerin canlılığını güzelliğini daha güzel aktarabilseydim.. E olduğu kadar artık birazda siz hayal edin :)
Aşk, sevgi bunlar senede bir güne sığacak duygular değil. Aşk her gün her an yaşandığında yaşatıldığında güzel.. ve inanıyorum ki gerçek aşıklar zaten bunu bir günde sınırlandırmazlar. Onlarda kuğular gibi bir ömür göz göze yürek yüreğedirler..
Nice yaşların olsun "Aşkın" :) Kadir adını sır gibi saklayınca haliyle bana böyle hitap etmek düştü.. Ee anladın sen onu artık ;)
Pastanın keki vanilyalı, kreması limonlu, içinde muzlar bool miktarda serpiştirilmiş.. Hafif bir lezzet.. bahar havası yaşadığımız şu günlerde hafif bir esinti gibi..
10 Şubat 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)